Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

it gibi çalışmak

  • 1 ırgat gibi çalışmak

    рабо́тать как вол, выполня́ть тяжёлую рабо́ту

    Türkçe-rusça sözlük > ırgat gibi çalışmak

  • 2 it gibi çalışmak

    измота́ться, выбива́ться на рабо́те из сил [как соба́ка]

    Türkçe-rusça sözlük > it gibi çalışmak

  • 3 eşek gibi çalışmak

    v. slave, slog away

    Turkish-English dictionary > eşek gibi çalışmak

  • 4 hizmetçi gibi çalışmak

    v. skivvy

    Turkish-English dictionary > hizmetçi gibi çalışmak

  • 5 köle gibi çalışmak

    work like a nigger

    Turkish-English dictionary > köle gibi çalışmak

  • 6 eşek gibi çalışmak

    to graft (away), to slave away, to work like a black/Trojan

    İngilizce Sözlük Türkçe > eşek gibi çalışmak

  • 7 köle gibi çalışmak

    to slave (away)

    İngilizce Sözlük Türkçe > köle gibi çalışmak

  • 8 ırgat gibi çalışmak

    to slave, to toil

    İngilizce Sözlük Türkçe > ırgat gibi çalışmak

  • 9 gibi

    1) как, по́добно, по́добно тому́, как…; сло́вно; вро́де

    arı gibi çalışmak — труди́ться как пчела́

    arı kovanı gibi — [шу́мный] как у́лей

    at anası gibi — [здоро́вая] как кобы́ла (о девице, женщине)

    bal gibi — а) [сла́дкий] как мёд; б) за́просто, легко́

    bu kavun bal gibi tatlıdır — э́та ды́ня сла́дкая как мёд

    benim gibi — по́добно мне, как я

    benim gibi yapınız — де́лайте как я, поступа́йте по́добно мне

    boğa gibi(dir) — [здоро́в] как бык

    bu gibi, bunun gibi — по́добный, тако́й

    bu gibi hayvanlar bizde yok — таки́х (подо́бных) живо́тных у нас нет

    bu gibi insanlar — таки́е (тако́го ро́да) лю́ди

    bugün(kü) gibi aklımda или şimdi(ki) gibi aklımda — как сего́дня (как сейча́с) по́мню

    buz gibi bakış — холо́дный (леденя́щий) взгляд

    bülbül gibi konuşmak — говори́ть легко́, свобо́дно, говори́ть краси́во, петь как солове́й

    deli gibi — как безу́мный

    onlar gibi — как они́

    4) (после глагольных форм) как, как бы, бу́дто, бу́дто бы, сло́вно, как бу́дто; то́чно
    5) (при перечислении) таки́е как, ка́к-то
    2.
    1) по́добный; тако́й, как э́тот; ра́вный

    bu gibiler — таки́е (подо́бные) лю́ди

    bu gibilerden sakınmalı — таки́х [люде́й] сле́дует остерега́ться

    bu gibilerle konuşma — с таки́ми [людьми́] не разгова́ривай!

    2) с вопросительным местоимением:
    3.
    (тж. …de… gibi) как и; та́к же, как и

    gibilerden — прост. вро́де, ка́к-то

    gibi gelmek = gibi görünmek —

    gibisine gelmek — прост. каза́ться, чу́диться

    gibisine getirmek — прост. намека́ть, говори́ть намёками о чём

    gibi görünmek — каза́ться

    -mış gibi görünmek — де́лать вид, что…, создава́ть ви́димость чего, прики́дываться

    -mış gibi yapmak — де́лать вид (притворя́ться), бу́дто…

    Büyük Türk-Rus Sözlük > gibi

  • 10 domuz

    "1. pig, hog, swine. 2. colloq. obstinate; cunning and selfish; spiteful, malicious. 3. colloq. You fink!/You swine! -una colloq. 1. out of spite. 2. out of stubbornness. 3. thoroughly. - arabası truck, low four-wheeled vehicle. - derisi pigskin. - eti pork. - gibi colloq. 1. vicious. 2. viciously. 3. perfectly well, full well (used reproachfully): Kabahatli olduğunu domuz gibi biliyor, ama kabul etmiyor. He knows perfectly well that he´s at fault, but he won´t admit it. - gibi çalışmak to work like mad. - gibi yemek/tıkınmak to pig out, eat like a pig. -un gok dediği yer a very distant place. - kılı pig bristle. -dan kıl çekmek/koparmak to wangle something out of a stingy or disliked person. - yağı lard."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > domuz

  • 11 eşek

    eşek <- ği> s
    1) zool ( Equus asinus) Esel(in) m(f)
    eşeğe binmek auf einem Esel reiten
    2) ( fam)
    \eşek gibi anırmak schreien wie ein Esel
    \eşek gibi çalışmak wie ein Pferd arbeiten
    \eşek hoşaftan ne anlar? ( fig) Perlen vor die Säue werfen
    \eşek şakası ein grober Scherz
    eşeğini sağlam kazığa bağlamak ( fig) auf Nummer sicher gehen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > eşek

  • 12 ırgat

    1) подёнщик, батра́к
    2) строи́тель
    3) мор. подъёмный во́рот
    ••
    - ırgat pazarına döndürmek

    Türkçe-rusça sözlük > ırgat

  • 13 it

    пёс (м)
    * * *
    1) соба́ка
    2) груб. соба́ка (о грубом, невежественном человеке)

    babaları da itin biri — оте́ц у них настоя́щая соба́ка

    ••

    iti öldürene sürükletirlerпосл. кто завари́л ка́шу, тому́ и расхлёбывать

    it ürür, kervan yürür — посл. соба́ка ла́ет, ве́тер но́сит

    ite atsan yemezпосл. да́же соба́ка не ста́нет есть

    iti yol kocatırпогов. соба́ку ста́рит доро́га

    - it ite
    - it de kuyruğuna
    - it izi
    - at izine karışmak
    - it sürüsü kadar
    - itin götüne sokmak
    - itin kıçına sokmak
    - itin kuyruğunda

    Türkçe-rusça sözlük > it

  • 14 it

    it <- ti> Köter m, Hund m; gemeine(r) Kerl; Schuft m;
    it gibi çalışmak wie ein Pferd arbeiten;
    it kopuk Hinz und Kunz, jede(r) Hergelaufene;
    it sürüsü Hunderudel n; fig Otterngezücht n

    Türkçe-Almanca sözlük > it

  • 15 it

    it
    I s
    1) Köter m; ( köpek) Hund m
    2) ( fig) Schuft m
    \it gibi çalışmak schuften
    \itin kuyruğunda ( fam) mehr als reichlich; ( pek çok) sehr viel

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > it

  • 16 it

    ,-ti 1. dog. 2. vulg. son of a bitch, bastard. -i an, taşı eline al/değneği yanına koy. proverb If you´re going to deal with an aggressive person, you ought to be ready for a fight. -e atsan yemez. colloq. It´s not fit even for a dog to eat. - boku eme yaradı. vulg. He´s a shiftless bastard who won´t be any help at all. - canlı tough and strong. -le/köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir. proverb It´s better to inconvenience oneself than to have a confrontation with a nasty person. - dişi domuz derisi. colloq. Since the one is as bad as the other, let´s just let them fight it out. -in/köpeğin duası kabul/makbul olsa/olsaydı gökten kemik yağar/yağardı. proverb If scoundrels ran the world it would be uninhabitable for the rest of us. - gibi çalışmak to work like a dog, work hard. - izi at izine karışmak for a situation to be so confused that one can´t tell the good people from the worthless. -in kıçına/götüne sokmak /ı/ vulg. to insult (someone) by swearing crudely. - kırıntısı slang son of a bitch, bastard, jerk. -in kuyruğunda vulg. a hell of a lot of. - oğlu (it) vulg. son of a bitch, bastard. -e ot, ata et vermek/-in önüne ot, atın önüne et koymak to give the wrong things to the wrong people. - sürüsü 1. pack of dogs. 2. bunch of scoundrels. - sürüsü kadar colloq. a whole pack (of them). - ürür, kervan yürür. proverb Progress cannot be stopped by the criticisms of scoundrels. - yatağı thieves´ hide-out. -le yatan bitle kalkar. proverb A person who associates with scoundrels will acquire their habits.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > it

  • 17 ırgat

    ",-tı 1. laborer; farm laborer, farmhand; construction worker. 2. windlass, winch. - başı foreman, overseer (of a gang of laborers). - gibi çalışmak to slave, work like a Trojan. - pazarı place where employers can find laborers who seek work. - pazarına döndürmek /ı/ to turn (a place) upside down, make a complete mess of (a place), make a shambles of (a place)."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > ırgat

  • 18 gitmek

    gitmek <- der>
    vi
    1) gehen
    her şey yolunda giderse... wenn alles gut geht...
    2) weggehen
    peynir ekmek gibi \gitmek ( fig) o ( fam) weggehen wie warme Semmeln
    3) ( arabayla, trenle) fahren
    ikinci viteste \gitmek im zweiten Gang fahren
    4) ( işlemek, çalışmak) laufen
    5) (hin) führen
    bu yol nereye gider? wohin führt dieser Weg?, wo führt dieser Weg hin?
    6) bir entrikaya kurban \gitmek einer Intrige zum Opfer fallen
    7) schule, univ ( dershaneye) besuchen
    kursa \gitmek einen Kurs besuchen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > gitmek

  • 19 takım

    takım s
    1) sport Mannschaft f
    karşı \takım die gegnerische Mannschaft
    2) ( kahve, çay \takımı) Service nt; (çatal bıçak \takımı) Besteck nt; (yemek odası \takımı) Einrichtung f; (koltuk \takımı) Garnitur f; (satranç \takımı) Spiel nt
    4) (alet \takımı) Satz m; (kromozom \takımı) Satz m
    5) aero (iniş \takımı) Gestell nt, Werk nt
    6) ( dikiş, yama \takımı) Zeug nt
    7) ( pej) (yama \takımı) Volk nt
    8) ( benzer, gibi) Sorte f
    9) ( trup) Truppe f; ( ekip) Team nt
    \takım halinde çalışmak im Team arbeiten
    10) (\takım giysi) Anzug m
    11) mus (boru \takımı) Register nt
    kırk boru \takımlı bir org eine Orgel mit vierzig Registern
    12) mil Zug m

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > takım

  • 20 kafa

    "1. head. 2. mind, mental attitude. 3. intelligence. 4. a large marble, shoooter. - ya almak slang 1. /ı/ to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job). -sı almamak /ı/ 1. not to be able to understand. 2. to be too tired to understand. 3. not to be able to believe. -dan atmak to make up something and try to pass it off as the truth. - boşluğu cranial cavity, cavum cranii. -sı bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry. -sı bulanmak to get confused. -yı bulmak slang to be pleasantly tipsy (from drink). -sı çalışmak to be on the ball. -yı çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up. -sından çıkarmak /ı/ to put (an idea) out of one´s head. -sına dank etmek/demek to dawn on one at last. - değiştirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking. - dengi 1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded. -sının dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases. -sı dinç olmak to feel fresh and alert. -sı dönmek 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy. -sı dumanlı 1. tipsy, tight. 2. tired and confused. -sı durmak to be too tired to think. -dan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head. -sına girmek /ın/ 1. to make good sense, seem to be right (to). 2. to comprehend, understand. - göz yarmak to be awkward and unskillful. - işçisi white-collar worker. -sı işlemek to be on the ball. -sı izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather. - kafaya vermek to put their heads together. - kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think. -sı karışmak (for someone) to get confused. -sını kaşıyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around. -sı kazan (gibi) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sını kızdırmak /ın/ to make (someone´s) blood boil. -sı kızmak to get angry. -dan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head. -sına koymak /ı/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something). -sını kullanmak to use one´s head. -sını kurcalamak /ın/ to make (one) think. - patlatmak to do a lot of hard mental work. -dan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head. - sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man. -sına sığmamak not to be able to comprehend. -sında şimşek çakmak to get a sudden inspiration. - şişirmek (for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight. -sı şişmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sına takılıp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind. -sı taşa çarpmak to learn something the hard way. -sını taştan taşa çarpmak/vurmak 1. to regret bitterly a lost opportunity. 2. to feel very remorseful. - tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly. -yı tütsülemek slang to get tight, get tipsy. - ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off. -sına vur, ekmeğini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him. -sına vura vura by force. -sına vurmak (for drink) to go to one´s head. -sını vurmak /ın/ to behead. -yı (yere) vurmak 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness). - vuruşu soccer header. - yağı slang sperm, semen. -sı yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere. -sı yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again. - yormak to ponder, think hard, rack one´s brains."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kafa

См. также в других словарях:

  • ırgat gibi çalışmak — çok ağır bir işte çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • it gibi çalışmak — çok çalışmak, yorulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zeytinyağı gibi üste çıkmak — bir sorunda haksız olduğunu kabul etmemek, ustalıkla kendini haklı çıkarmaya çalışmak Sizler hep böylesiniz. Zeytinyağı gibi üste çıkmaya alışmışsınız. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilaç gibi gelmek — 1) iyileşmeyi veya çözümü kolaylaştırmak 2) rahatlatmak, huzura kavuşturmak Böylesi zor bir iş için çalışmak bana ilaç gibi geliyordu. C. Uçuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • menzil beygiri gibi koşmak — durup dinlenmeden çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saat gibi işlemek — aksamadan, ara vermeden çalışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ırgat — is., Rum. 1) Tarım işçisi, rençper Ayakaltında bir ırgat veya baş üstünde bir ana işlerinizi görür. F. R. Atay 2) Yapı işçisi 3) den. Gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve birkaç kişi tarafından çevrilen bocurgat Birleşik Sözler ırgatbaşı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • it — is. 1) Köpek 2) hkr. Değersiz, terbiyesiz kimse Babaları da zaten itin biri. H. Taner Birleşik Sözler itboğan itburnu it canlı it dalaşı itdirseği it elli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işlemek — i 1) Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek 2) nsz İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı. M. Ş. Esendal 3) e İçine girmek, etkilemek, nüfuz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • GAYRET — Dikkatle ve sebatla çalışmak. * Kıskanmak, çekememek. * Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. * Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kabadayılık taslamak — kabadayı gibi davranmaya, kabadayı gibi görünmeye çalışmak Kaçanın arkasından kabadayılık taslamak pek ayıp olur. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»